Arttırılmış Gerçeklik, fitness endüstrisi ve FithTech’ler


Fitness oyunlaştırma

Pandemi, fitness endüstrisi için de bir depremdi ve Spor salonlarının iş modellerini alt üst etti. Antrenmanları ya dışarıya ya da eve taşıdı. Benim de, o dönemde üyesi olduğum spor kulubü de kapanmıştı ve özel ders aldığım spor hocam, bulunduğumuz bölgedeki bir sitede açık havada, spor aletlerini parka taşıyarak işine devam etti. Belki de onun avantajı kocaman bir tesisi olmamasıydı ve tek başına mobil olarak rahat hareket etmesiydi.

Kendi işini pandemide büyüten ve ilk büyük kapanma sonrası kendi özel stüdyosunu açan nadir insanlardan oldu. Bunun yanında; akıllı bisikletler, akıllı aynalar, giyilebilir cihazlar ve diğer ev fitness ekipmanları gelişti ve evde fitness satışları ikiye katlanarak 2,3 milyar dolara ulaştı. Birçok ülkede aşıların devam etmesi ve karantinaların kalkmasıyla birlikte okullar ve spor salonları yavaş yavaş yeniden açılıyorlar. Bazı insanlar evden egzersiz yapmaktan keyif almaya devam edecekler, ancak birçoğu da fiziksel mekanlarda egzersiz yapmayı ve birlikte egzersiz yapmanın sosyal yönlerini özlediklerini ifade ediyorlar. Pandemi sonrası daha da büyüyen başarılı FitTech’ler insanların her ikisini de yapmasına izin verebilirler mi?

Özellikle Photolens gibi şirketler, boks, masa tenisi ve yoga gibi birçok fitness uygulaması için AR kulaklıkları yaratıyorlar. Bu uygulamalar, geleneksel bir spor aktivitesine çeşitli şekillerde katkıda bulunuyor aslında. Ünlü eğitmenlerle etkileşimin yanında en önemli katkıları ise, fitness rutinimizin oyunlaştırılması oluyor.

Nörobilim araştırmaları, insanların keyif aldıkları aktiviteleri alışkanlık haline getirme olasılıklarının daha yüksek olduğunu ve tekrarlayan görevlerden hızlıca sıkıldığımızı gösteriyor. Araştırmalar, egzersiz yapmayan insanların %44’ünün eğlenceli olmadığı için spor yapmadığını gösteriyor. Araştırmalar, insanların pandemi sırasında %32 daha az egzersiz yaptığını ve yaşam daha hareketsiz hale geldikçe gençler arasında maalesef obezitenin arttığını gösteriyor. Bir önceki FitTech’ ler aktiviteyi sadece simüle etmeye çalışıyordu, örneğin koşu bantları gibi. Ya da ne yaptığınızın sonuçları ile ilgili sizi bilgilendirmeye çalışıyorlardı, örneğin Fitbit’ler gibi. Ancak artık geleneksel kalan bu cihazlar, egzersizi daha kolay ve kullanışlı hale getirirken, deneyimi daha eğlenceli hale getirmek için pek bir şey sunmuyorlardı.

XR gibi uygulamalar, antrenmanınızı oyunlaştırarak egzersizi daha heyecanlı hale getiriyorlar ve sonuçları kalori yakımında da başarılı olduklarını gösteriyor. VR oyunlarının %15’inin, tipik bir oyun sırasında orta ila yoğun egzersiz kadar kalori yaktığı belirtiliyor. Kaçınılmaz olarak, Facebook’un sahip olduğu Oculus Quest mağazasında en çok satan 12 oyundan 5’ini fitness ve spor oyunları oluşturuyor.

2018’de piyasaya sürülen New York merkezli Mirror adlı girişim, ayna görünümlü LCD bir ekranda, özel hocalarla canlı antreman yapabildiğiniz ve akıllı sonuçlarla gelişiminizi takip edebildiğiniz akıllı bir spor hocası aslında. Mirror, ünlü yoga ve koşu giyim markası Lululemon tarafından 500 mio. dolara 2020’de satın alındı. Yaklaşık 1.500 dolarlık ayna ve canlı egzersiz dersleri için aylık 39 dolar’lık abonelik modeli ile birlikte Mirror, pandeminin de etkisiyle 2020 yılını 100 milyon doların üzerinde bir gelirle kapattı. Sanırım hiç bir fitness salonunun, 1 yıl içinde bu kadar gelir etmesi gerçekçi değil.

En iyi FitTech örneklerinden biri olan Mirror’ın başarısı sonrasında yeni uygulama ve ürünlerin de karşımıza çıkacağını önermek çok yanlış olmaz. Üstelik Oculus gibi ürünlerin ve VR ve AR teknolojilerinin de yeni bir açılıma ihtiyacı olduğunu düşündüğümüzde, internet genişliğinin de artmasıyla spor salonları için tehlike çanları çalmaya devam edecek gibi duruyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*