Erzurum’da Gezilecek Yerler Listesi
Çok sayıda tarihi ve mistik yapıya sahip olan Erzurum’un gezilecek yerler listesi hayli fazladır. Erzurum’a yolu düşen misafirlerin mutlaka uğramadan dönmemesi gereken yerlerin listesi şu şekildedir;
Erzurum Müzesi: Her ilimizin kendine göre çeşitlilikte müzesi olsa da yeni yapılan Erzurum müzesi diğerlerinden oldukça farklıdır. Bu farklılığın sebebi müzenin kendi içerisinde bulunan 5 farklı konu odasından oluşmasıdır. Bu konular; Kafkas Kültürü, Kazılar Salonu, Tabiat Tarihi, Ermeni Soykırımı ve M.Ö. 2000 Trans Salonudur.
Yakutiye Medresesi: Bu medrese Erzurum’ yıllar öncesinde hüküm sürmüş İlhanlı Hükümdarı Cemalettin Yakut tarafından yapıldığı için bu ismi almıştır. Bu tarihi yapı, kapalı avlu medreseler çeşidinde Anadolu’da ki en büyük medrese unvanına sahiptir. Erzurum ilinin sembollerinden birisi olan Yakutiye Medresesi yıl boyunca yerli ve yabancı turistleri misafir etmektedir.
Narman Peribacaları: Peribacaları deyince akla ilk olarak Kapadokya ve Avanos bölgesi gelse de son zamanlarda Narman Peribacaları ’da oldukça popüler olmuştur. Erzurum’a gelip bu peribacalarını ilk kez görenler oldukça şaşırmaktadır.
Tortum Şelalesi: Erzurum’un büyüleyici doğasının en önemli sembolü olan bu şelale her mevsim ayrı bir güzelliktedir. Tortum, dünyanın en büyük şelalelerindendir. 21 metre genişlik ve 48 metre uzunluğundadır. Kış aylarında donmasına rağmen turistlerin uğrak noktalarındandır.
Çoruh Vadisi: Kaçkar dağlarına paralel uzanan bu nehir aynı zamanda endemik bitki örtüsüyle de gelenleri büyülemektedir. Çoruh vadisi; Artvin’den doğup Erzurum’a dökülen buz gibi berrak Çoruh nehriyle oluşmuştur. Değişik balık türlerine ev sahipliği yapan bu nehir, su aktiviteleriyle de son yıllarda popüler olmaya başlamıştır.
Palandöken Kayak Merkezi: Erzurum denilince akla ilk gelen yerdir. Yüksek zirveli Palandöken Dağı üzerinde kurulmuş olan bu tesis kış aylarında oldukça talep görmektedir. Son yıllarda yapılan düzenlemeler işle tesis genişletilerek misafir kapasitesi arttırılmıştır. Ayrıca bu düzenlemeler ile kayak pistleri daha profesyonel hale getirilmiştir.
Erzurum Kalesi: Erzurum’un tarihi yapısının en güzel örneklerindendir. Bu kalenin geçmişi 415 yılına dayanmaktadır. O yıllarda Bizans imparatoru tarafından yaptırılan bu kale günümüzde onarılarak misafirlere kapıları açılmıştır.
Öşvank Kilisesi: Bu kilise dini ve mistik yapısı nedeniyle ülke içi olduğu kadar yurtdışından da pek çok misafirin ilgi odağı olmuştur. Erzurum’un Uzundere ilçesinde olan Öşvank Kilisesinin ulaşımı oldukça rahattır. Ayrıca kiliseyi gezmeye gelenleri Çamlıyamaç köylüleri lezzetli yiyecek ve hediyelik eşyalarla süslü tezgâhlarla karşılamaktadır.
Atatürk Evi: Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Erzurum Kongreleri için kaldığı evdir. 1919 yılında 52 gün bu evde konaklayan Atatürk’ün resimleri ve eşyaları bu evde sergilenmektedir. Ülkemizin milli tarihinin yazıldığı yerlerden birisi olan Erzurum’un görülmeden dönülmemesi gereken bu ev yıl içerisinde oldukça turist çekmektedir.
Üç Kümbetler: Bu kümbetler aslında bir anıt mezarlığıdır. Üç kümbetin 14. Yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Bu kümbetlerin üzerlerinde eski Türk takvimin figürleri yer almaktadır.
Nene Hatun Milli Parkı: Kurtuluş savaşı sırasında Türk milleti yaşlı, genç, çocuk büyük dinlemeden kahramanca savaşmıştır. İşte bu parka ismini veren Nene Hatun da Erzurum’da milli mücadele ruhunun oluşmasını sağlayan kahramandır. Bu parka verilen Nene Hatun ismi 2012 yılında onaylanarak yürürlüğe girmiştir.
Çoban Dede Köprüsü: Bu köprü Aras nehri üzerine kurulmuş tarihi bir yapıdır. 13. Yüzyıl sonlarında İlhanlı Devleti tarafından yapılan bu köprü dönemin önemli yapılarındandır. Günümüzde onarılıp köprü ayakları desteklenerek koruma altına alınmıştır.
Meryem Ana Kilisesi: Bu dini özellikteki yapı yurtdışından oldukça fazla misafiri kendine çekmektedir. Erzurum’un Tortum ilçesinde bulunmaktadır. 10. Yüzyılda yapıldığı düşünülen bu kilise onarılarak 19. Yüzyılda camiye dönüştürülmüştür.
İstanbul kapı: Erzurum’u gezmeye gelenlerin ismini ilk kez duyunca oldukça şaşırdıkları bu yer aslında Erzurum Kalesinin dört kapısından birisine verilen addır. Geçmişten beri ayakta kalmış olan bu tarihi yer günümüzde yeni yeni tanınmaktadır. 1876 yılında yaptırıldığı düşünülen İstanbul Kapısı artık kafeterya olarak da kullanılmaktadır.
Bir yanıt bırakın