Sabahattin Ali kimdir, nasıl vefat etti? Sabahattin Ali kitapları ve şiirlerinden bestelenen şarkılar


Türk Edebiyatı’na yön vermiş eserlerin sahibi Sabahattin Ali vefat edeli 73 yıl oluyor. Dönemin en dikkat çeken kalemlerinden biri olan Sabahattin Ali’nin pek çok şiirinin bestelendiği ve yıllardır şarkı olarak söylendiği biliniyor. Peki, Sabahattin Ali kimdir, nasıl vefat etti? Sabahattin Ali şiirleri, şarkıları, kitapları…

SABAHATTİN ALİ KİMDİR?

Sabahattin Ali 25 Şubat 1907 tarihinde Eğridere’de dünyaya geldi. 2 Nisan 1948 tarihinde Kırklareli’nde Bulgaristan sınırında hayatını kaybeden Sabahattin Ali Türk yazar ve şairdir.

SABAHATTİN ALİ EDEBİ KİŞİLİĞİ

Edebî kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi.

SABAHATTİN ALİ ROMANLARI

Kuyucaklı Yusuf (1937),İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) romanları Türkiye’deki edebiyat çevrelerinin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem 21. yüzyılda etkisini sürdürdü.

Eğridere’de doğan Sabahattin Ali, ilk hikâye ve şiir denemelerine Balıkesir’de başladıktan sonra İstanbul’daki edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem’in desteğiyle ilk kez Akbaba ve Çağlayan dergilerinde şiirlerini yayımladı. Anadolu’da kısa süre öğretmenlik yaptıktan sonra Türk devleti tarafından dil eğitimi için Almanya’ya gönderildi.

Türkiye’ye döndüğünde Almanca öğretmeni olarak göreve başlasa da önce komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla bir süre tutuklandı, ardından ise Türk devlet yöneticilerini eleştirdiği iddiasıyla tekrar tutuklandı. Bu dönemde memurluktan ihraç edildi ancak Atatürk hakkında yazdığı bir şiirden dolayı yeniden devlet kurumlarında görevlendirildi. Ayrıca kendisine yüklenen sosyalist algısını kırmak için de Esirler adlı bir oyun kaleme aldı.

Hayatının son yıllarında Türk milliyetçileriyle yaşadığı tartışmalarla da öne çıktı, özellikle Türkçü-Turancı yazar Nihal Atsız ile yaşadığı gerilim giderek artarak Irkçılık-Turancılık Davasının bir parçası oldu.

Bu dönemde Aziz Nesin’le beraber çıkardığı Markopaşa dergisinde siyasileri eleştirmesi yüzünden çeşitli davalarla uğraşmak zorunda kaldı. Hakkındaki davaların aleyhinde seyrettiği bir dönemde Türkiye’den ayrılmak istedi ve Bulgaristan sınırını geçmek isterken kendisine kaçma girişiminde rehberlik eden Ali Ertekin tarafından milliyetçi gerekçelerle öldürüldü.

SABAHATTİN ALİ VE ALİYE HANIM

Sabahattin Ali’nin eski sevdiklerinden Nahit Hanım evlenmişti; arkadaşı Ayşe Hanım da evlilik teklifine red cevabı vermişti. Aliye Hanım’la ise 1932 yazında İstanbul’da eczacı Salih Başotaç’ın evinde tanıştı. Kendisiyle yaptığı evlilikte Başotaç ailesinin etkisi büyük oldu. Aliye Hanım’ın ailesi Sabahattin Ali’nin poliste sicil kaydının bulunduğunu gerekçe göstererek evliliğe mesafeli yaklaştı. Fakat sonradan Aliye Hanım’ın da isteği ile evliliğe izin verdiler. İkilinin nikâhları 16 Mayıs 1935 tarihinde Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde kıyıldı. Sabahattin Ali ve eşi nikâhtan sonra Ankara’ya gittiler ve buradaki düğünün ardından Ulus’ta bir apartman dairesine yerleştiler.

SABAHATTİN ALİ NASIL VEFAT ETTİ?

Sabahattin Ali’nin Edirne’ye gitmekteki amacı peynir taşımak değil, Bulgaristan sınırını aşarak Avrupa’ya ulaşmaktı. Kendisine yasal yollardan pasaport verilmediği için kaçak yollarla bu amacına ulaşmaya çalıştı. Bulgaristan sınırını denemeden önce de Suriye sınırından kaçmak istedi fakat başarılı olamadı. Avrupa’ya kaçmak istediği dönemler ise hakkındaki davaların aleyhinde seyrettiği zamanlardı.

Evinde kaldığı Mehmet Ali Cimcoz’la vedalaşırken asıl amacını söylemedi. Çünkü Cimzoz’un Millî Emniyet Hizmetleri (MAH) ajanı olduğundan şüphelenmekteydi. Avrupa’ya kaçış için kendisine yardım edecek kişi Üsküdar Paşakapısı Cezaevi’nden Berber Hasan’dı. Berber Hasan, Sabahattin Ali’yi Ali Ertekin’le tanıştırdı. Sabahattin Ali’ye rehberlik edecek Ali Ertekin eski bir subaydı ve silah çalmak suçundan ordudan ihraç edilmişti.

Sabahattin Ali ve Ali Ertekin tanıştıktan bir süre sonra Kırklareli’ne doğru kamyonla yol aldılar. Kamyonda ilk başta üç kişi olsalar da daha sonradan şoför Salim’i bırakıp beraber yola devam ettiler. Ali Ertekin’in Kırklareli Cumhuriyet Savcılığına verdiği ifadeye göre Sabahattin Ali’nin kendisine sınırı geçtikten sonra Bulgaristan ve Rusya’da çalışmalar yaparak Türkiye’de komünist bir ihtilal çıkaracağını söylediğini ve konuşmalarından onun kötü bir insan olduğunu düşündüğünü söyledi.

Nokta dergisindeki bir röportajında ise yol boyunca Sabahattin Ali’yle tartıştıklarını ifade etti. İlerleyen vakitlerde Ertekin, Sabahattin Ali’yi kitap okuduğu sırada elindeki bir sopayla kafasına defalarca vurarak öldürdü. Öldürmesine gerekçe olarak da millî hislerini tahrik ettiğini öne sürdü. Ayrıca Ali Ertekin’in Millî İstihbarat Teşkilatı mensubu olduğu da iddia edilegeldi.

Ali’nin bedenini bir çoban buldu ve 16 Haziran 1948 günü jandarmaya giderek durumu bildirdi. Yapılan incelemeler sonucunda ölünün kimliği teşhis edilemedi. Bu dönemlerde İstanbul polisi Bulgaristan’a adam kaçıran bir şebekeyi yakaladı. Sabahattin Ali’yi öldüren Ali Ertekin de bu şebekenin mensubuydu ve yakalanınca Sabahattin Ali’yi öldürdüğünü itiraf etti.

Ali Ertekin idam cezasıyla yargılanmasına rağmen dört yılla hüküm giydi, kısa bir süre sonra da serbest kaldı. Sabahattin Ali’nin cesedi üzerinden çıkan giysilerle Ali Ertekin’in verdiği bilgiler doğrultusunda ele geçirilen eşyaları yakın çevresi tarafından teşhis ettirildi. Bu dönemlerde ölümü üzerine farklı spekülasyonlar yapıldı ve yazılı medyada yaşayıp yaşamadığına dair farklı iddialar yer aldı. Ayrıca ölüm şekli ve ölüm yerine yönelik olarak da farklı iddialar mevcuttur.

Rasuh Nuri İleri, Sabahattin Ali’nin sınırı geçtiğini sandığını bir yerde yakalanıp ardından da Kırklareli’nde yargılandığı sırada işkenceden öldüğünü öne sürdü. Yalçın Küçük ise Rasuh Nuri İleri ve Kemal Bayram Çukurkavaklı’nın “işkencede öldü” iddiasını “kahrolası bir köylü ideolojisi” ile öne sürüldüğünü belirterek Sabahattin Ali’nin kaçakçı şebekesine karşı emniyetle işbirliği yaptığını ve sınırda çıkan bir çatışmada öldüğünü iddia etti.

Yalçın Küçük’ün diğer bir iddiası ise Sabahattin Ali’yi Ali Ertekin’in öldürmediği ve suçun onun üzerine kaldığı yönündeydi. Sabahattin Ali’nin ölümünün siyasi nedenlerden olduğunu savunanlar da vardır. Arkadaşı Aziz Nesin ise Sabahattin Ali’yi MİT’in öldürmediğini iddia ederek Ali’nin “kişisel kusurları yüzünden” ölüme gittiğini söyledi.

SABAHATTİN ALİ ŞİİRLERİNDEN BESTELENMİŞ ŞARKILAR

Edip Akbayram – Aldırma Gönül
Zülfü Livaneli – Leylim Ley
Zülfü Livaneli – Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Ahmet Kaya – Geçmiyor Günler
Ahmet Kaya – Kara Yazı
Sezen Aksu – Çocuklar Gibi
Sezen Aksu – Dağlar Dağlar
Ahmet Kaya – Kız Kaçıran
Nükhet Duru – Melankoli
Nükhet Duru – Ben Sana Vurgunum
Volkan Konak – Göklerde Kartal Gibiydim

BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*